
Yetiştirici Köşesi
İçinde bulunduğumuz zaman dilimi tam da kışa giriş dönemidir. Bu dönemde süt ineği işletmelerinde sindirim ile ilgili sıkıntıların ve ishallerin fazlalaştığı sıklıkla duyulmaktadır.
Sadece hayvanın yaşadığı alanların değil, etrafında bulunan yerlerin, depoların, sağımhanenin ve hatta idari alanların temiz ve kontrol altında tutulmaması yani hijyen tedbirlerinin sıkı bir şekilde alınması gerekmektedir. En çok dikkat edilmesi gereken de özellikle yemlerin kontrol altında tutulmasıdır.
İşletmelerde en küçük bir problemde ilk önce fabrika yemi ile ilgili sorular gündeme gelmektedir. Problem durumunda yemin elbette en büyük şüpheli olması oldukça normal karşılanmalıdır. Fakat yetiştiricilerimizin dikkat etmesi gereken kendileriyle ilgili de bazı önemli noktalar bulunmaktadır. Bunların başında yemlerin bulundurulduğu ortamlar gelmektedir.
Depo olarak kullanılan yerlerin de çoğunlukla temiz olmadığı ve yem çuvallarının aşırı şekilde üst üste yığıldığı görülmektedir. Birçok işletmede özellikle kaba yemlerin açıkta depolandığı, herhangi bir koruma uygulanmadığı gözle görülebilir. Sap veya yonca yığınlarının üzerini basit bir şekilde naylon ile örtmek bile açık alanlarda yağmura maruz kalan yemlerde hızlı bir şekilde bakteri ve küf üremesini önleyecektir.
Aşırı bir şekilde üst üste istiflenmiş yemlerde, özellikle rutubet oranı da yüksekse hızlı bir kızışma ve küf üremesi kaçınılmazdır. Bu mikroorganizmalar yemin içerisindeki hayvana süt verdirecek veya kilo aldıracak besinleri de bozdukları için önemli verim kayıpları ve ishal gibi hastalıklara sebep olmaktadırlar. Sadece uygun olmayan ortamda depolamada yemdeki aylık besin maddesi kaybı %5’i bulabilmektedir. Bozulmuş yemlerin en önemli etkisi de hayvanlarda değişik derecelerde dışkıda cıvıma ve ishal oluşturmalarıdır.
Yetiştiricilerin temel şikayeti genellikle fabrika yemi kaynaklı bir problem olduğu yönünde olmakla birlikte, yapılan incelemelerde gerek kaba gerekse fabrika yemlerinin görünüşlerinde hiçbir problem olmadığı durumlarda kış dizanterisi şüphesi daima akla gelmelidir.
Sebebi bir virüs olan kış dizanterisini kesin olarak belirlemek için laboratuvarda analiz yaptırmak gerekmektedir. Her ne kadar sebebi besleme olmasa da çoğunlukla yem kaynaklı bir problem olarak düşünülmektedir. Kış dizanterisi kasım ayından itibaren genellikle kış ayları boyunca devam eden bir hastalıktır.
Hastalığın temel belirtileri değişik derecelerde dışkıda cıvıma ile birlikte ishale varan görüntüdür. İşletmedeki hayvanların yarıya yakınında bu durum görülebilir. Dışkı incelendiğinde yedirilen yemlere bağlı olarak boz renkten koyu kahverengiye varan tonlarda renge sahip olduğu görülebilir. Katı dediğimiz dışkılarda macunumsu bir kıvam olabilir fakat daha çok sulu içeriklidir.
Dışkıda sindirilmemiş saman ve mısır-arpa gibi yem partikülleri gözle görülebilir. Yetiştiriciler ve hekimler daha çok asidozis veya mide ekşimesi denilen durumdan şüphelenmektedirler. Özellikle beklemiş dışkıda gaz oluşumunun zayıf olduğu görülmektedir. Bu dışkılarda yem partikülleri olsa da asidozis durumu bulunmamaktadır.
Bu hastalığın en büyük belirtilerinden birisi süt veriminde önemli sayılacak bir miktarda düşüş olmasıdır. Süt verimindeki düşüş birkaç gün sürmekte, hastalığın iyileşmesi ile birlikte verim de eski miktarına ulaşmaktadır.
Hastalığın tedavisi için önerilebilecek net bir uygulama bulunmamaktadır. Yine de siz hekiminize başvurunuz. Gebeliğin son döneminde yapılan aşı en önemli uygulama olarak gösterilmektedir.
Böyle bir durumla karşılaştığınızda kesin olarak etkili denilemese de birkaç gün süreyle geçici olarak yapabileceğiniz bazı besleme uygulamaları olabilir. Bunlardan en önemlisi hayvanlara yedirdiğiniz kaba yem miktarını artırmanız olacaktır. Kaba yem miktarının artışının yanı sıra biçim boyutu veya uzunluğunu da biraz artırabilirsiniz.
Bazı yetiştiriciler hayvanların kaba yem tüketmek istemediğini, sadece fabrika yemi gibi kesif yemleri tüketmek istediklerini aktarmaktadırlar. Kaba yem tüketimi sağlanmadan besleme yapılamayacağını unutmamak ve ona göre önlem almak gerekmektedir. Aksi taktirde dizanteri yanında asidozis gibi problemler de oluşabilir ve içinden çıkılamayacak sonuçlar ortaya çıkarabilir.
Kış ishalleri yüksek miktarda kaba yem tüketen, asidoz problemi olmayan hayvanlarda da oluşabilmektedir. Bu nedenle rasyonda karbonat gibi maddelerin artırılmasının bir anlamı yoktur. Karbonatların sindirim sisteminde su çekici özelliklerinin olduğunu, dolayısıyla ishali daha da artırabilecekleri unutulmamalıdır.
Bunların dışında rasyonda mutlaka vitamin ve mineral kullanılmalıdır, hatta tavsiye edilen miktarlardan biraz daha fazla olabilir. İshal nedeniyle emilim azaldığı için hayvanlarda vitamin ve mineral ihtiyacının artması kaçınılmazdır.
Bazı hekimler maya kullanımını önermektedirler. Mayalar sindirimi düzenler, özellikle kaba yem sindirimini artırırlar. Yine de mayanın fazla kullanımının da ishal oluşturabileceği unutulmamalıdır. Zira mayaların sindirim sistemi içeriğini sulandırıcı ve yumuşatıcı etkileri bulunmaktadır.
Üzerinde net bir araştırma sonucu olmamakla birlikte soğuk, özellikle buzlanmış suyun dışkı cıvıması, ishal ve bu hastalığın gelişiminde etkiye sahip olduğu düşünülebilir. Soğuk ve buzlu su işkembedeki sıcaklığı sık sık düşürerek emilimi engelleyebilir. İşkembe içerisinde bulunan faydalı bakteriler 39 °C’de çalışmaktadırlar. Hayvanlar yem tükettikçe su içmeye gitmekte, yenilen yemin 2-6 katına kadar da su içmektedirler.
Devamlı soğuk su içilmesi ve işkembedeki sıcaklık dengesinin kurulamayarak dalgalanması bu problemlere yol açabilir. Ayrıca soğuk su ve soğuk havanın sindirim sistemini hareketlendirici etkisi olduğu bilinmektedir. Bu durumda yapabilirlerse yetiştiricilerin su kaynaklarının ılık olarak verilmesi önemli ve faydalı bir uygulama olabilir.
Prof. Dr. Nurettin Gülşen
Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı, Konya TÜRKİYE.
Popüler Sorular