Yetiştirici Köşesi
Modern hayvancılığın olmazsa olmaz yem maddelerinden birisi de silajdır. Geldiğimiz nokta itibarıyla artık süt ineği, besi sığırı, koyun, keçi hatta atlar için bile silajsız bir besleme neredeyse düşünülemez hale geldi. Haliyle, hayvanların günlük tükettikleri yemin ¼’ünden daha fazlasını oluşturan silajlarla ilgili olarak da oldukça fazla soru ve sorun bize ulaşmaktadır.
Silajla besleme faydalı, gerekli ve ekonomik olmakla birlikte daha yapım, muhafaza ve yedirme aşamasındaki gizli problemler nedeniyle hayvancılık ciddi derecede zarar görmektedir. Kuru ot yapımına göre de bazı avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır. Özellikle balya silajı iyi bir şekilde yapılırsa Tablo 1’de de görüleceği gibi kuru ot yapımına göre kurutma ve toplama sırasındaki yaprak ve yağmurla ıslanma kaybı, kırılma nedeniyle olan kayıpların önüne de geçilebilmektedir1.
Besleme düzeyi yüksek ve etkisi oldukça iyi olan silajların yapımı için yıllar önce yetiştiricilerimiz teşvik etmek için sık sık toplantılar düzenlerdik. Silaj üretimi özellikle endüstriyel hayvancılığın artmasıyla birdenbire tüm ülkede patladı ama bu seferde hangi yem maddelerinden silaj yapılması gerektiğinin yanı sıra nerede ve nasıl yapılacağına kadar çok sayıda soru yetiştiricilerimizin aklına gelmeye başladı. Sonuç olarak, silajlık materyalin bitkisel üretimi, mekanizasyonu ve hayvanlara ulaştırılmasına kadar sektörde önemli gelişmeler yaşandı ve yaşanmaya devam etmektedir.
Önüne gelen herkes silaj yapamaz!
Silaj yapılması özel ihtimam isteyen ve oldukça önem verilmesi gereken bir uzmanlık işidir. Silaj yapımında temel kural silaj olarak kullanılacak yemin siloya basıldıktan veya balya şeklinde sarıldıktan sonra hayvanlara yedirilinceye kadar kesinlikle hava aldırılmamasıdır. Bununla birlikte bugün itibarıyla merdiven altı olarak tabir edilebilecek üretim yerlerinde ve silaj hakkında kesinlikle bilgisi olmayan pek çok kişinin silaj yapım işine girdiği veya satışını yaptığına rastlıyoruz.
Hayvanların yemlerinin önemli bir bölümünü oluşturan silajın uygun şartlarda hazırlanmaması sonucunda kaç hayvanın hastalandığı, verimden düştüğü, gebe kalmadığı veya mecburen kesime gittiğinin hesabı zor yapılır. Bugün itibarıyla hayvancılığımızın kötü olmasında temel sebeplerden birisi de kalitesiz ve toksin içerikli silajların yedirilmesidir. Bana göre silaj yapıyorum diyen veya mekanizasyonunu satın alan herkesin silaj yapamaması gerekiyor.
Bilinçsiz ve bilgisiz bu kişilerin verdikleri zarar önemli boyutlarda ve biz bunun tam olarak farkında değiliz. Silaj yapımı teknik bir konudur, çok sayıda faktör silaj kalitesini ve devamlılığını etkilemektedir. Bu nedenle “sertifikalı uzman kişiler” tarafından silaj yapımına müsaade ve teşvik edilmelidir. Silaj yapan bu kişilerin silajın materyalinin yapısı, biçim şekli ve dönemi, mekanizasyonu, yapılma aşamasındaki teknik beceriler ve muhafazasının ayarlanması konularında eğitimli ve sorumlu olmaları şarttır. Aksi taktirde hayvanlarımızın ve bizim bu kötü silajlardan daha çok çekeceğimiz var diye düşünüyorum.
Balya silajları diğer silajlardan farklı mı?
Türkiye şartlarında son dönemlerde balya silajların üretimi ve kullanımı da artmaya başlamıştır. Benim de özel ilgime giren ve ilk araştırmalarını yaptığım (Resim 1) balya silajlarının geleneksel silajlara göre farklı özellikleri bulunmaktadır. Kısaca bunlar aşağıdaki gibi özetlenebilir:
- Balya silajlarının silaj kalitesi biraz daha düşük olabilir.
- Balya silajlarının asitlik durumunu belirten pH düzeyleri tavsiye edilenden biraz daha yüksek olabilir.
- Balya silajlarında bitki genellikle bütün halde sarıldığı ve sıkıştırıldığı için şeker oranı daha yüksek kalabilir.
- Üzerinde sarılan film naylon kolay yırtıldığı veya parçalandığı için kolayca hava alarak bozulma riski daha yüksektir.
- Balya silajı yapımında en önemli kriter sıkıştırmadır denilebilir. Uygun sıkıştırma yapılmazsa içeriğinde hava kalan veya içine hava alan silajların hayvanlar için toksin üretme ihtimalleri daha yüksek olabilir.
- Balya silajları daha az ekipmanla kolayca yapılabilir ve depolanabilir.
- Özellikle silaj yapımı uygun olmayan veya silajlık materyale kolay ulaşamayan, silajı hızlı tükenen işletmeler balya silajlarını Türkiye’nin her bölgesinden senenin her döneminde bozulma riski olmadan rahatlıkla alarak kullanabilir.
Resim 1. Türkiye şartlarında henüz yaygınlaşmadan önce İsveç'te yapılan balya silajlarını inceleme fırsatı bulmuştum.
Hangi bitki ve yem kaynaklarından balya silajı yapılmalıdır?
Balya silajları her türlü ıslak veya yeterli kuru maddesi olan yem bitkileri veya yan ürünlerden yapılabilir. Balya silajı yapımında ilk dikkat edilecek unsur bitkinin kuru maddesi olmalıdır. Özellikle buğdaygillerden veya buğdaygillerle karışım halinde olan bitkilerden yapılan balya silajlarının tüm dünyada %45-55 arasında rutubet içermesi gerektiği iddia edilmektedir2. Ben birçok işletmede daha fazla rutubeti olan yani yaklaşık %35-40 kuru madde içeren arpa, tritikale ve ryegras gibi buğdaygil otlarından da kaliteli balya silajları yapıldığını gördüm.
Fakat daha düşük kuru madde içeren yani su oranı yüksek körpe bitkilerden yapılan balya silajların asitliğinin iyi olmasına rağmen çabuk bozulduğunu da söyleyebilirim. Bu nedenle buğdaygil otlarından yapılan balya silajların kuru maddesinin yeterli olmasına dikkat edilmelidir. Özellikle bu balya silajlarının yem karıştırma vagonlarında zor biçildiği, bıçaklara sarıldığı ve dolandığı gibi şikayetler fazlaca olmaktadır. Buna istinaden daha körpe olarak yapıldığı da bildirilmektedir. Buğdaygil otlarının lifleri diğer bitkilere göre daha karmaşık ve sert olabilir fakat bunlardan kaliteli balya silajını yapmak için de kuru madde oranını sağlamak hayati bir noktadır.
Mısır silajının balyalaması diğerlerinden daha farklı olmalıdır. Hasıl mısır biçildikten sonra hemen sarılmalıdır. Geleneksel olarak bildiğimiz ve beton veya toprak üstü silolara bastığımız silajların kuru maddesi balya silajları için de önerilebilir. Türkiye şartlarında mısır silajı numunelerinin kuru maddelerinin biraz düşük kaldığı gözlendiği için kuru maddesi yaklaşık %35 olan ve taneleri patlatılmış hasıl mısırın balyalanmış mısır silajı yapımı için daha uygun olduğu söylenebilir.
Balyanın dış naylonu kaç kat olmalıdır?
Bu konu ile ilgili tartışmalar ve araştırmalar hala devem etmektedir. Meraklıları bu konuda uzman olan ABD’li araştırıcılar Coblentz ve Akins’in yazdığı derlemeyi2 okumasını tavsiye edebilirim. Balya naylonu teknolojisi son dönemlerde önemli ilerlemeler kat etmiştir. Özellikle silaj yapımı için kullanılan ve içerisine daha az oksijen geçiren bariyerleri yeni film naylonlar üretilmiştir.
Teknoloji bu kadar önemli bir gelişme de gösterse 3-4 ay gibi kısa sürede kullanılacak ve yedirilecek balya silajları için en az 4 kat, daha uzun süreli olarak bekletilecek balyaların en az 6 kat sarılması önerilmektedir. Naylon ne kadar çok sarılırsa ve naylon üzerindeki gözle görülmeyen por denilen delikler ne kadar çok üst üste kapatılırsa yedirilmek üzere bekletilen balya silajı o oranda bozulmadan kalitesini devam ettirecektir. Yine de bu film naylonların yurtdışı kökenli olduğu ve dövizle alındığı için silaj maliyetini önemli düzeyde artırdığı göz ardı edilmemelidir.
Tek katlı naylon torbalarda yapılan silajlar tehlike saçıyor?
Piyasada ve pek çok yerde değişik büyüklükte plastik torbalarda basitçe sıkıştırılarak veya vakumlanarak silaj yapıldığına rastlıyoruz (Resim 2). Özellikle şeker pancarı posasının kullanıldığı bu yöntemde üretilen ürünlerin yeterli silaj kalitesine sahip olamayacağını net bir şekilde söyleyebilirim. Torbalara basılan veya havası vakumla alınan bu silajlar hayvanlarda sindirim problemlerinden tutun zehirlenmelere ve ölümlere yol açan birçok probleme yol açma ihtimali oldukça yüksektir. Silaj ticaretinin çeşitlenmesi ve artmasını saygıyla karşılıyorum ve teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyorum ama bu şekilde basit ve sorun oluşturacak derecede değil.
Resim 1. Kontrolsüz şartlarda basit naylon torbalarda hazırlanan şeker pancarı posaları tehlike saçıyor.
Balyanın dış görünüşü ve şekliyle silaj kalitesi hakkında fikir öne sürülebilir mi?
Balyanın dış görünüşü ve elle yapılacak muayenede silaj kuru maddesi ve buna bağlı olarak kalitesi hakkında bazı fikirler elde edilebilir:
- Silaj yapıldıktan sonra bekleme aşamasında şeklinde bozulma ve dış kenarlarında düzensizleşme görüldüğünde bu balyanın içeriğindeki kuru madde düzeyinin yetersiz olduğu hakkında yorum yapılabilir.
- Şekli hızla bozulan ve özellikle tabanında su biriktiren balyaların içeriğindeki silajların kuru maddesinin balya yapımı için arzu edilen değerlerden daha düşük olduğu düşünülebilir.
- Balya naylonu üzerinde içerikte sert sap veya bitki çıkıntıları nedeniyle fazla perforasyon veya delinme olması silaj materyalinin kuru maddesinin oldukça yüksek olduğunu ve yeterince fermente olamadığını gösterebilir.
- Yapım, yükleme ve indirme aşamalarında naylonların yırtılması veya tahrip olması sonucu silajda küflenme mutlaka oluşacaktır. Balyaların yırtılması durumunda hızlısa hava almasını engelleyecek şekilde bantla yırtık bölge kapatılmalıdır.
- Şekli bozulan, dibinde su biriktiren, aşırı kuru madde içeren veya delik olan balyalar besleme sonrası bazı sıkıntılara sebep olabileceği için şüpheyle yaklaşılmalıdır. Bu tip balyaların muhtemelen bozulma nedeniyle toksin düzeyi yüksek olmasına bağlı olarak hayvanlar da iştahla tüketmeyebilir.
Yetiştiricilerimiz özellikle bekletildikten sonra tabanında su birikintisi olan balyaları tercih etmemeleri veya kullanmaları zorunlu olduğunda dikkatli olmaları, bazı koruyucu önlemleri almaları gerekir.
Silaj süt ve et gibi hayvansal protein kaynaklarını üretmek için temel yem kaynaklarından belki de en önemlisi durumuna gelmiştir. Bu kadar önemli bir kaynağın yapımı, muhafazası ve yedirilmesi konularında ciddi bir bilgi ve tecrübe ihtiyacı olduğu görülmektedir. Özellikle son dönemlerde yapımı ve yedirilmesi artan balya silajlarına özel önem göstermemiz öncelikli bir konu haline gelmiştir. Her naylon torbadaki veya balya şeklinde sarılmış silajın hayvanlara yedirilemeyeceğini, yedirilse de ölüme varan sonuçlarına katlanılması gerektiği unutulmamalıdır.
Kaynaklar:
1. Henning, J.C., Collins, M., Ditsch, D., and Lacefield, G.D. Baling forage crops for silage. University of Kentucky. AGR-173. http://www.ca.uky.edu/.
2. Coblentz, W. K., & Akins, M. S. (2018). Silage review: Recent advances and future technologies for baled silages. Journal of Dairy Science, 101(5), 4075-4092.
Popüler Sorular