
Yetiştirici Köşesi
Kaba yem, konsantre yem, vitamin ve mineral gibi katkı maddelerinin her birini çoğu zaman kılı kırk yararak inceledikten sonra hayvanlarımıza yediriyoruz.
Su da önemli bir besin maddesi olmakla birlikte kalitesi ve sağlıklı bir kaynaktan sağlanma durumunu genellikle göz ardı ediyoruz. Hayvan sahiplerinin büyük bölümü hayvanın her türlü suyu içebileceğini düşünmektedir. Aşağıdaki resimde gözlendiği gibi birçok işletmede herhangi bir kapta bulunan, içeriği kirlenmiş ve yosun tutmuş şekilde suluklara oldukça sık rastlanılmaktadır.
Oysa suyun otomatik suluklarda devamlı sağlanması, temiz ve taze olması, genellikle sıcak veya çok soğuk olmayacak şekilde hayvanlara içirilmesi gerekir. Birçok hayvancılık işletmesinde de su analizinin bir sefer dahi yapılmadığı ve dezenfeksiyon uygulanmadığı söylenebilir. “İyi kaliteli su tüketemeyen hayvan yeterince yem tüketemez.” Yani hayvanın yeterince yem tüketmesi için kaliteli ve temiz su içmesi şarttır. Hayvanın su içmeden yediği yemler yeterince sindirilemez, sindirilen besin maddeleri uygun oranlarda barsaklardan emilemez, emilseler dahi üretim amaçlı kullanılmaları kısıtlı olur.
İşkembeli hayvanlar ne kadar su içer?
Yedikleri yemlerin hepsi tam kuru olduğu düşünüldüğünde koyun-keçi ile besi hayvanları yedikleri yemin 2.5-3 katı kadar su içmektedirler. Süt veren hayvanlarda su tüketimi haliyle daha yüksek olmakta; su tüketimi süt verimine göre ineklerde 95-100 litreye kadar çıkabilmektedir. Sütün %85-90’ı su olduğu düşünüldüğünde su kalitesinin de yem kadar önemli olduğu kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Genel bir hesaplamayla süt veren hayvanların her kg süt üretimi için 3-4 kg su tüketmesi gerekmektedir. (Su Tüketimi (kg/gün) 1= 0.90 x (süt verimi, kg/gün) + 1.58 x (Kuru madde tüketimi, kg/gün) + 0.05 x (sodyum tüketimi, g/gün) + 1.20 x (ortalama günlük sıcaklık, °C) +15.99).
Suda hangi mikrobiyolojik analizler yapılmalıdır?
Su kalitesi açısından mikrobiyolojik analizler oldukça önemlidir. Özellikle sebebi ortaya çıkarılamayan sürekli ve çiftlik geneline yaygın olan ishal durumlarında su içerisindeki mikroorganizma varlığı daima ilk olarak sorgulanmalıdır. Mikroorganizma bakteri de olabilir, farklı yapıdaki protozoon dediğimiz küçük canlılar da olabilir. ABD standartlarında buzağı ve inekler için su içerisinde bulunabilecek toplam bakteri veya E. Coli, Toplam koliform ve Fekal (dışkı kökenli) koliform bakteri sayıları aşağıdaki Tabloda sunulmuştur2.
Su analizleri nerede yapılır veya neye dikkat edilmelidir?
Su analizleri genellikle Tarım ve Orman Bakanlığı, belediyeler, üniversite veya özel laboratuvarlarda yapılmaktadır. Konya Büyükşehir Belediyesi KOSKİ laboratuvarında aşağıda bildirilen 3 bakteriyel analiz için toplam ücret 2022 yılı için 210 TL olarak bildirilmiştir. Bir hayvancılık işletmesindeki giderler düşünüldüğünde bu ücretin makul sınırlar içerinde olduğu ve en azından problem hissedildiğinde yaptırılabilecek bir analiz olduğu söylenebilir.
Mikrobiyolojik su analizleri nasıl yorumlanmalıdır?
Su analizlerinin yapıldıktan sonra yorumlanması da önemlidir. Toplam bakteri sayısının yüksekliği mutlaka o işletmede su kaynaklı hastalık olduğunu göstermez fakat hastalık çıkabileceği hakkında uyarı verir. Fekal (dışkı kökenli) koliform bakteri sayısının yüksekliği ise bu bakteriler uzun süre canlı kalamadıkları için kısa süre önce dışkı kaynaklı bir bulaşmanın olduğunu, hastalık bulunduğunu veya riskin yüksek olduğunu gösterir. Bakteri daha kolay teşhis edilmekle birlikte sudaki protozoonlara dayalı hastalıkların hem teşhisi hem de tedavisi zor olmaktadır. Yukarıda Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesindeki laboratuvarda yapılan analiz sonucu verilmiştir. Buna göre suda koliform bakteri bulunduğu ve bazı önlemler alınması gerektiği anlaşılmaktadır.
Suda mikroorganizma varsa hangi önlemler alınmalıdır?
Suda bakteri tespit edilmişse genellikle 30 metre derinlikten daha az su çekilen yüzeysel derinlikteki kuyular şüpheyle karşılanmalıdır. Türkiye şartlarında yapılan gözlemlerde 50 metreden daha az olan su kuyularından çekilen sularda gerek gübre gerekse kimyasal kökenli sızma olduğu çoğunlukla belirlenmektedir. Bu özellikle yoğun yağışlar sonrası daha da fazla gözlenmektedir. ABD’nin Colorado eyaletinde yapılan su analizlerinde derinliği 61 metreden daha az olan kuyuların %71’inde toplam koliform bakteri sayısının yüksek olduğu belirlenmiştir3. Yani belirtilen derinlikte dahi dışkı kökenli bakterinin işletmelerin 2/3’ün de kuyu suyuna sızdığı ve tehlike oluşturduğu söylenebilir.
Aşağıdaki şekilde de gösterildiği gibi su kaynaklı hastalıklardan korunmak için farklı metotlarla dezenfeksiyon yapılabilmektedir4. Şok klorlama işlemi Türkiye şartlarında rahatlıkla ve ucuz olarak uygulanabilmektedir. Konya’da klorlama sistemi satan bir firma 35 litrelik bir sodyum hipoklorit bidonunun 1250 TL fiyatının olduğu ve 100 baş sağmal inek bulunan bir işletme için 1-1.5 ay klorlama yapılabildiğini bildirmiştir. Klordioksitin birim fiyatı ise yaklaşık 4 kat daha pahalı olduğu için son zamanlarda kullanımının azaldığı ifade edilmiştir. Klorlama bakterileri öldürmekte fakat Giardia ve Cryptosporidium gibi protozoon denilen mikroorganizmalardan kaynaklı hastalıkları engelleyememektedir. Klorlama işleminden 10-14 gün sonra yapılan analizlerde hala bakteri sayısı sürüyorsa sürekli klorlama yapan sistemlerle, ozon veya ultraviyole ışık sistemlerinin kurulması gerekecektir.
Büyük çaplı maliyet gerektirse de özellikle hayvan sayısı fazla ve su tüketimi yüksek olan işletmeler için tavsiye edilebilir. Türkiye şartlarında da bazı büyük işletmelerin konunun önemini kavrayarak sadece içme suyu değil aynı zamanda hayvanların altlarını yıkadıkları suyu dahi dezenfekte ettikleri bilinmektedir. Bazı işletmeler döl veriminin arttığı ve ayak problemlerinin azaldığını ifade etmektedirler. Dezenfeksiyon nedeniyle ishal vakalarının azalması yemlerin enerji ve proteinlerini daha iyi kullanarak döl verimi artabilir. İshal nedeniyle işkembe devrinin azalması da selüloz sindirimini artırarak ayak problemlerini azaltabilir, süt yağını artırabilir.
Bu konudaki ayrıntılı ve profesyonel bilgi sunan aşağıda linkleri verilen Tarım ve Orman Bakanlığı Bilgi Broşürüne5 ve ayrıntılı olarak hazırlanmış bir kongre bildiri makalesine4 internet üzerinden rahatlıkla ulaşılabilir.
https://www.tarimorman.gov.tr/SYGM/Belgeler/ar%C4%B1tma%20norm%20rehberi/Su%20_aritma_tesislerinin_tasarm_isletme_esaslari.pdf.
http://www1.mmo.org.tr/resimler/dosya_ekler/08f96d5fdb800b6_ek.pdf
Su kesinlikle dikkate alınması gereken, kontrolsüz olduğunda hayvancılık işletmelerinde verim ve sağlığı olumsuz etkileyebilen önemli bir besin maddesidir. Uzmanlarına danışarak gerekli önlemleri almayı ve sık sık analiz yaptırmayı unutmayalım.
Kaynaklar
1- Murphy M.R., Davis C.L., McCoy G.C. (1983) Factors affecting water consumption by Holstein cows in early lactation. Journal of Dairy Science, 66(1), 35-38.
2-Beede D.K. (2005) The most essential nutrient: Water. Proceedings of the 7th Western Dairy Management Conference, March 9-11, Reno, NV, USA.
3- Gonzales T.R. (2008) The effects that well depth and wellhead protection have on bacterial contamination of private water wells in the Estes Park Valley, Colorado. Journal of Environmental Health, 71(5), 17-23.
4- Aydın K. (2009) Ultraviyole ışınları ile suların dezenfeksiyonu,” IX. Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi ve Sergisi, İzmir, Türkiye, ss. 989-1004.
5- Çakmakcı M., Özkaya B., Yetilmezsoy K., Demir S. (2013) Su Arıtma Tesislerinin İşletme Esasları Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Su Yönetimi Genel Müdürlüğü, İstanbul.
Prof. Dr. Nurettin GÜLŞEN
Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı, Konya.
Popüler Sorular