Yetiştirici Köşesi
Bu soru karşısında hayvan sahiplerinin her zaman hafızalarında olan bir soruyu tekrar düşündüklerini zannediyorum. Birçok hayvancılık işletmesinde vitamin kullanımı yaygın olmakla birlikte bazı yetiştiricilerimizde vitaminlerin bir etkisinin olmadığını düşünerek hayvanların yemlerinde vitamin kullanma yoluna gitmediklerini açıkça söylüyorlar.
Peki vitamin kullanmanın olumlu veya olumsuz etkisi var mıdır? Özellikle ikinci soruyu hemen cevaplayayım. Bu vitaminlerin birçoğu yurtdışından dövizle getirildiği için katıldığı miktar göz önüne alındığında rasyonda kullanılan en pahalı maddeler olduğu söylenebilir. Zira bir süt ineği veya besi danasının rasyonuna günlük vitamin ilave etmek 2-5 TL masraf getiriyor. Vitamin kullanmadan elbette hayvanlara yedirdiğimiz yem maliyetini daha ucuza getirebiliriz. Fakat bunun da birtakım riskleri var.
Vitaminler stres altında olan ve yüksek verimli hayvanlar için oldukça önemlidir.
Çiftlik hayvanlarının büyük bölümünün yapılan genetik ilerleme sayesinde verimleri artırılmıştır. Bundan 10 yıl önceki süt ineği veya koyunun verimi ile bugünkü verim performansı bir değildir. Verim arttıkça hayvanların besin madde ihtiyaçları da kendiliğinden artmaktadır. Yani bir inek ne kadar çok süt veriyorsa, bir kuzu veya besi hayvanı ne kadar yüksek canlı ağırlık kazanıyorsa ve bir tavuk ne kadar çok yumurta veriyorsa o kadar da vitaminlere ihtiyaçları artmaktadır.
Bazı kitap ve dergilerde bizim veya hayvanların vücudunda vitamin sentezi olduğu ve bunun ihtiyaçları karşılayabildiği yazabilir. Bununla birlikte, günde 40 kg süt veren bir ineğin, her gün yumurtlayan bir tavuğun vitamin ihtiyacını vücutta üretilen vitamin miktarıyla yeterince karşılamak mümkün olmayabilir. Bu durum hayvanlar için olduğu kadar insanlar için de geçerlidir. Her gün stres altında yaşayan bir canlının mutlaka besin maddesi takviyesi alması önerilir.
Bu nedenle nasıl ki arabamızı veya evimizi kaza ve afetlere karşı sigorta veya kasko yaptırıyorsak hayvanlarımızın belki ihtiyacı olmasa da özellikle stresli ve yüksek verimli dönemlerde rasyonla veya diğer yollarla vitamin takviyesi yapmaya gayret etmeliyiz.
Türkiye şartlarında hangi vitaminlerin önemi daha fazladır?
Aslında bu soru biraz anlamsız gibi duruyor. Elbette şartlar iyi değilse her türlü vitaminin açığı da artar fakat saha şartlarında özellikle yağda eriyen vitaminlerin eksikliklerini çok daha fazla hissedildiğini söyleyebilirim. Özellikle vitamin A ve onun vücutta sentezlenmesini sağlayan karotenlerin hayvanlara yeterince tükettirilmediği kanaatindeyim. Sütçü ineklerin besin maddesi ihtiyaçlarını hesaplayan ve sunan NRC 2021 (NASEM)’de özellikle vitamin A ihtiyaçları ve yağda eriyen diğer vitaminlerin rasyonla günlük alınma düzeylerinin 1.5 katına kadar çıkarılabileceğini önermiştir1.
Son dönemlerde silaj ve kurutulmuş yeşil kaba yemlerin tüketimleri artmaktadır. Rasyonun neredeyse 1/3’ünü oluşturan silaj olgunlaşırken meydana gelen asitlik vitamin A’nın ön maddesi ve vitamin E gibi önemli vitaminler önemli düzeylerde azaltmaktadır. Aşırı nitratlı gübreler bu vitaminlerin düzeyleri ve barsaklardan emilmeleri ile vücutta değerlendirmelerini engellemektedir. İşkembede aşırı asit oluşturan yüksek miktarda fabrika yemi veya tane yemlerle besleme hem yemlerdeki vitaminleri azaltmakta hem de işkembede vitaminlerin üretimlerini azaltmaktadır.
Özellikle yüksek verime bağlı olarak hayvanlar daha sık hastalanmakta, hastalık oluşturan bakteri ve viruslara karşı bağışıklık sistemleri zayıf kalmaktadır. Bu dönemlerde de vitamin açığı daha fazla artmaktadır.
Büyüyen hayvanların, dışarıda soğuk veya sıcak stresinde beslenen buzağı ve kuzuların da hastalanmaların önlenmesi ve hızlı büyümelerinin desteklenmesi için yağda eriyen A, D ve E gibi vitaminlere ihtiyaç artmaktadır. Oysa gelişen bu hayvanların ilave vitamin ihtiyaçları sadece başlangıç veya büyütme fabrika yemleriyle karşılanmaya çalışılıyor. Fabrika yemlerinde bu vitaminlerin kaynakları veya miktarları her zaman sorgulanmalıdır.
Elbette fabrikalar bunları yemlerine katıyorlar ama siz yine de kendinizi garanti altına alarak katkılarınız kendiniz ilave olarak sağlamalısınız. Veteriner hekim Hasan Dinçkuyucu’dan alınan Resim 1’de de görüleceği gibi son dönemlerde gittiğim birçok işletmede buzağılarda körlük durumuyla yaygın olarak karşılaşmaktayım. Bunun da büyük sebebinin vitamin A yetersizliği olduğunu düşünüyorum. Buzağı ve kuzularda sıklıkla gözlenen sindirim sistemi problemlerinin de bu vitaminlere olan ihtiyacı artırdığı söylenebilir.
Resim 1. Vitamin A yetersizliği bulunan bir buzağıda körlük ve göz yaşı akıntısı
Dikkat edilmesi gereken bir diğer vitamin de D vitaminidir. Yapılan araştırmalar sadece kemik gelişimi veya kalsiyum-fosforun vücuttaki düzenlenmesi ile ilgili değil aynı zamanda bağışıklık sisteminden yağlanmaya kadar birçok problemin kökeninde de vitamin D yetersizliği olduğunu göstermektedir. Özellikle kış şartlarına girmeye başladığımız bugünlerde hayvanlarımızı içeriye kapatıyoruz.
İşkembe gelişimini tamamlamış hayvanların dış ortamda bulunmaları ve günlük güneş almalarının vitamin D sentezini artırdığını ve bunun hayvanların yem yemeleri kadar önemli olduğunu söylemeliyim. Güneş almayan hayvan gelişemez, büyüyemez ve hastalıklara açık hale gelir.
Bir diğer önemli vitamin de vitamin E’dir. Oldukça geniş bir yem kaynağında olmasına rağmen yukarıda söylediğimiz gibi yemlerin hazırlanması ve işlenmesi sırasında veya yedirildikten sonra önemli bir kısmı işkembede parçalanarak kullanılamıyor2. Vitamin E doğum dönemi hastalıkları ile mastitisin önlenmesi ve iyi bir üreme performansı için olmazsa olmaz bir vitamindir. Hayvanların verim düzeyleri ve dönemlerine göre mutlaka vitamin E takviyesinin yapılması gerekir.
Yağda eriyen vitaminlerin yeme karıştırılan çeşitli formları bulunmaktadır. Bunlar günlük olarak rasyonla yedirilmektedir. Bizim şartlarımızda hayvanların büyüme ve bazı önemli verim dönemlerinde aylık olarak ADE vitamin takviyesinin iğne şekilde yapılasının da önemli olduğunu düşünmekteyim.
B grubu vitaminler için neler söylenebilir?
Bütün okullarda neredeyse ilkokul birinci sınıfta itibaren kalın barsaklarımızda bulunan faydalı bakteriler tarafından B grubu vitaminlerin üretildiği öğretilmiştir. İşkembeli hayvanlarda buna ilaveten işkembede bulunan faydalı bakteriler de B grubu vitaminleri üretirler. Tabii ki bu normal şartlar altındadır. Stres altında, yüksek verimde ve yem tüketiminin azaldığı hastalık durumlarında da B vitaminlerinin üretimi yetersiz kalır veya faydalı bakteri etkinliği düştüğü için üretimleri de azalır.
Bu vitaminleri bir arabanın benzinin iyi yanması için benzin dışındaki diğer katkı maddeleri olarak değerlendirebiliriz. Çoğu hayvanın veya bizim vücudumuzdaki enerjinin oluşturulması ve kullanılması için mutlaka olmaları gerekir. Aksi taktirde halsizlik, iştahsızlık, ve verim kayıpları ortaya çıkabilir. Bunlar hakkında dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da vücutta depo edilmedikleri için zorunlu olarak günlük rasyonla alınmaları gerektiğidir.
Ayrıca ayak-tırnak yapısı ve karaciğer sağlığı için de B grubu vitaminler ile kolin gibi vitaminlere ihtiyaç bulunmaktadır. Bu nedenle biz hayvanlarımızın yediği rasyonla veya yeme kattığımız katkı maddeleriyle B grubu vitaminlerin günlük olarak tüketilmesini garanti altına alırız. Zor şartlarda üretim yapılan ve her gün yeni bir stres faktörüyle karşılaştığımız bugünlerde bu vitaminlerin tüketimini de mutlaka göz önüne almalıyız.
Vitaminlerin kullanımıyla ilgili daha söylenecek çok söz var. Sadece en genelleri üzerine düşüncelerimi aktarmak istedim. Yapılan bir araştırmada3 Konya ili ve çevresindeki 15 adet aile tipi süt ineği işletmesinin sadece 6 adetinde ilave olarak vitamin-mineral katkısı yapıldığı belirlenmiştir. Vitamin katkılarının pahalı olduğunu, üretimin yeterince karlı olmadığı bugünlerde besleme aşamasında ilk vazgeçilenin her zaman bu besin maddesi katkılarının olduğu bilincindeyim. Yine de tüm verimi ve sağlığı etkileyen vitaminlerin sağlam kaynaklardan ve yeterince sağlanmasının gerekliliğini hatırlatmak isterim.
Kaynaklar:
1. Weiss B. (2018) How Much Supplemental Vitamins do Cows Really Need? Department of Animal Sciences, The Ohio State University. Proceedings from the Tri-State Dairy Nutrition Conference, April 16 – 18.
2. NRC- National Research Council (2001). Nutrient Requirements of Dairy Cattle. Seventh Revised Edition, National Academy Press, Washington DC.
3. Yıldız A. (2022) Süt ineklerine erken laktasyon döneminde yedirilen rasyonlarda partikül büyüklüğü ile dışkı özellikleri arasındaki ilişkilerin belirlenmesi. Selçuk Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Prof. Dr. Nurettin GÜLŞEN
Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı, Konya.
https://www.yetistiricisoruyor.com
nurettin@yetistiricisoruyor.com
https://www.facebook.com/yetistiricisoruyor/
Popüler Sorular